Resimlerdeki yetkinlik, şehrin sesini ve keşmekeşini taşırken duyulara, hemen başlıyoruz çocuğun yaşamı üzerine varsayımlarda bulunmaya.
Kimi eser üzerine yazarken, duyumsadığınız başarıyı aktarmakta zorlanırsınız. Bazen yazı için ayrılan alanın haklı kısıtlılığı zorlar sizi bazen hoşnutluğunuzu bir bilgi altyapısına oturtmak gerektiğini hissedersiniz ama birikim ve referanslarınız o an için yetersiz kalmıştır. Bazen de eserin içindeki dâhiyane parçacığı, okumayla yaşanacak sürprizin ve keşfin lezzetini bozmamanız gerektiği için yazıya dökemezsiniz. Şehirdeki Küçük, tam da son örnek durum nedeniyle dehasını yansıtmakta zorlanacağım bir kitap oldu. Ne mutlu ki okuru o kapanış anında şaşkın ve hayran bırakan son -ki aynı zamanda kurgunun başarısını yansıtıyor-, kitabın okurda bıraktığı yegâne tatmin değil. Sayfalar harikulade bir sona hizmet etmekle kalmıyor, okuma sürecini de benzersiz kılıyor. Kanadalı illüstratör Sydney Smith’in “sessiz” denecek azlıkta metinle kaleme ve resme döktüğü bu öykü, barındırdığı anlam derinliği ve çeşitliliğiyle okurda hem anlatım hem de kurgu üzerine konuşulacak tatlar bırakıyor.
Şehirdeki çocuğun sıradan görünen cümleleri, sadece bir çocuğun değil, kimi zaman biz yetişkinlerin de o kaos içinde kendimizi ne kadar küçük, göz ardı edilebilir, fark edilmez hissettiğimizi hatırlatıyor. Başkahramanın çocuk oluşu, biz yetişkin okurlara elbette öyküde varoluşsal bir iç döküşten öte, somut bir meseleyle karşı karşıya olmamız gerektiğini düşündürüyor. Resimlerdeki yetkinlik, şehrin sesini ve keşmekeşini taşırken duyulara, hemen başlıyoruz çocuğun yaşamı üzerine varsayımlarda bulunmaya. Barınma, güvenlik, bakım, sosyal yaşam gibi konular dâhilinde tahminler yürütüyoruz ve o kadarıyla bile okumanın bize kattığı deneyimin yoğunluğunu hissediyoruz. Derken… Öykünün bundan çok daha fazlasını içerdiğini ve farklı bir yere evrildiğini görüyoruz. Hakikat ne olursa olsun, varsayımlarımızda “yanılmış” hissetmiyoruz kendimizi. Çocuğa, bireye, şehre dair ne düşünmüşsek, onlar da zihnimizde sakin bir yere oturuyor.
2019’da Kanada ve ABD’de pek çok ödüle değer görülen, şair Gonca Özmen’in Türkçeye çevirdiği Şehirdeki Küçük, her yaştaki bireyin sadece severek okuyacağı değil, karakterin deneyimini içtenlikle duyumsayacağı bir öykü. Çok az sözcükle, görsel anlatımın engin gücüyle müthiş bir kısa film izlemenin doyumunu yaşarken, aynı anda o çocuk da olabiliyoruz, onu anlayan yetişkin de…
https://www.iyikitap.net/2020/05/04/kesmekes-icinde-kucuk-ve-yalniz/