Kimi mesleğini kendi seçmiş, kimi de tıpkı kitapta yer alan baba gibi babasından devralmış. Peki çocukların gözünden bu süreci gözlemlemek ister misiniz? Dışarıdan, çocuğunuzun penceresinden kendinize bakmayı denediniz mi hiç?
Bir yanda martı sesleri ve deniz.
Bir yanda denizin altındaki maden.
Bir yanda çocukluk.
Bir yanda dededen miras bir meslek, madencilik.
Ortak mutlulukları denizdi. Sahil kasabasında yaşayan herkesin gözünün gördüğü şeydi deniz. Onun gibiler hariç… O derinlerdeydi, karanlıkta kömür kazmakta…
Hepimiz bir şekilde türlü türlü meslekler edinmiş hayatın içinde yolculuk ediyoruz. Kimi mesleğini kendi seçmiş, kimi de tıpkı kitapta yer alan baba gibi babasından devralmış. Peki çocukların gözünden bu süreci gözlemlemek ister misiniz? Dışarıdan, çocuğunuzun penceresinden kendinize bakmayı denediniz mi hiç?
Babamı Beklerken
Kırmızı Kedi Çocuk tarafından yayımlanan “Babamı Beklerken” kitabı, Joanne Schwartz’ın dokunaklı ve su gibi hikayesi, Sydney Smith’in etkileyici çizimleri, Gonca Özmen’in usta çevirisi ile bizleri bir madenci kasabasına götürüyor. Rüzgarın teninize değdiği, güneşin sıcaklığını iliklerinize kadar hissettiğiniz, belki de çocukluğunuzu anımsayacağınız bir hikaye bu. Ama bir yandan da hayatın ta içine sürükleyen, hayatta güzellikler olduğu kadar zorlukların da olduğunu anlatan bir hikaye.
Joanne Schwartz, küçük bir çocuğun martı seslerine eşlik eden köpek havlamasıyla uyanması ile başlayan ve akşam babasının kömür madeninden dönüşüyle sonlanan bir gününü paylaşıyor bizimle. Uyanır uyanmaz ilk denizle bakışmasını, arkadaşıyla buluşup salıncağa binmelerini ve denizlerin ötesini görebilecek kadar yükseğe sallanmalarını, annesine yardımcı olmak için gittiği bakkalı, güneşi, denizi ve bir zamanlar madenci olan dedesini ziyaret etmek için gittiği mezarlığı… İki duyguyu iç içe yaşıyor çocuk, günün getirdiği tüm güzellikleri kucaklamaya çalışsa da babasının denizin altında, karanlıkta çalışıyor olmasının endişesini ve korkusunu her an içinde taşıyor. Babamı Beklerken kitabındaki çizimler o kadar muazzam ki çocuğun duygu yoğunluğunu iliklerimize kadar hissedebiliyoruz. Sydney Smith, çizimleri beni gerçekten çok etkiliyor. Onunla karşılaşmam yine Kırmızı Kedi Çocuk tarafından yayımlanan “Nehir Gibi Konuşurum” kitabıyla oldu ve bu kitapla da hayranlığımı kat kat arttırdı. Her iki kitabı da yürekten tavsiye ediyorum.
Bir gün sıranın kendisine de geleceğini bilerek büyüyen ve her akşam babasının işten dönmesini dört gözle bekleyen tüm çocuklara umut ve sevgi dolu bir hikaye. Karanlığa hapsolmuş, elleri ve yüzü kömür karası madenci babalarımıza selam olsun…